SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU MEVAKİTİS-SALAT

<< 338 >>

باب: ذكر العشاء والعتمة، ومن رآه واسعا.

20. YATSI NAMAZI VE BU NAMAZ'A İŞA VE ATAME DENMESİ

 

-قال أبو هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم: (أثقل الصلاة على المنافقين العشاء والفجر). وقال: (لو يعلمون ما في العتمة والفجر).

Ebu Hureyre Nebi s.a.v.'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Münafıklara en zor gelen namaz, sabah ve yatsı namazıdır.", "Eğer yatsı ve sabah namazına gelmenin ne kadar sevap olduğunu bilirseniz....her halükarda cemaate gelirdiniz"

 

قال أبو عبد الله: والاختيار: أن يقول العشاء، لقوله تعالى: {ومن بعد صلاة العشاء} /النور: 58/. ويذكر عن أبي موسى قال: كنا نتناوب النبي صلى الله عليه وسلم عند صلاة العشاء، فأعتم بها.

Ebu Abdullah İmam Buhârî şöyle demiştir: "Yatsı namazı için İşâ denmesi tercih edilir. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: ... ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler.[Nur 58]  Ebu Musa'nın şöyle dediği anlatılır: "Yatsı namazını Nebi s.a.v.ile kılmak için nöbetleşe gelirdik. Zira o, yatsı namazını gece karanlığının çöktüğü saatlere bırakırdı."

 

وقال ابن عباس وعائشة: أعتم النبي صلى الله عليه وسلم بالعشاء.

وقال بعضهم، عن عائشة: أعتم النبي صلى الله عليه وسلم بالعتمة.

İbn Abbâs ve Hz. Âişe şöyle demiştir: "Nebi s.a.v. yatsı namazını gece karanlığı çökene kadar geciktirdi." Biri Hz. Aişe'den şöyle nakletmiştir: "Nebi s.a.v. yatsı namazını gece karanlığı çökünceye kadar erteledi."

 

وقال جابر: كان النبي صلى الله عليه وسلم يصلي العشاء. وقال أبو برزة: كان النبي صلى الله عليه وسلم يؤخر العشاء.

Câbir şöyle demiştir: "Nebi s.a.v. (işâ) kılardı..."   Ebu Berze şöyle demiştir: "Nebi s.a.v. yatsı namazını (işâ) geciktirirdi."

 

وقال أنس: أخر النبي صلى الله عليه وسلم العشاء الآخرة.

وقال ابن عمر، وأبو أيوب، وابن عباس، رضي الله عنهم: صلى النبي صلى الله عليه وسلم المغرب والعشاء.

Enes şöyle demiştir: "Nebi s.a.v. son işâ’yı (yatsı na­mazını) geciktirdi."

 

İbn Ömer, Ebu Eyyub ve İbn Abbâs şöyle demiştir: "Allah Resulü akşam ve yatsı (işâ) namazlarını (birlikte) kıldı."

 

حدثنا عبدان قال: أخبرنا عبد الله قال: أخبرنا يونس، عن الزهري: قال سالم: أخبرني عبد الله قال: صلى لنا رسول الله صلى الله عليه وسلم ليلة صلاة العشاء، وهي التي يدعو الناس العتمة، ثم انصرف فأقبل علينا، فقال: (أرأيتم ليلتكم هذه، فإن رأس مائة سنة منها، لا يبقى ممن هو على ظهر الأرض أحد).

 

[-564-] Abdullah İbn Ömer r.a.'den şöyle nakledilmiştir: "Bir gece Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bize, halkın ateme olarak isimlendirdiği yatsı namazını kıldırdı. Namazı bitirdikten sonra bize yönelip şöyle dedi: Bu gecenizi gördünüz mü? Bu gecenizden sonraki yüz sene sonunda yeryüzünde yaşayan insanlardan hiç bir kimse hayatta kalmayacaktır!''

 

 

AÇIKLAMA:     (Yatsı Namazı ve Bu Namaza işa ve Ateme Denmesi) işâ (yatsı namazı) hakkındaki hadis, İmam Müslim tarafından Ebu Selem İbn Abdurrahman yo­luyla İbn Ömer'den şu şekilde nakledilmiştir: "Bedeviler, namazınızın isimleri konusunda size baskı yapmasınlar. Çünkü Allah'ın kitabında bu namazın adı ısadır. Bedeviler develeri sağacakları vakte kadar, yatsı namazını geciktirirlerdi." Selef âlimleri yatsı namazına ateme denip denmeyeceği konusunda ihtilaf et­mişlerdir. Bu hadisi nakleden İbn Ömer gibi bazı âlimlere göre yatsı namazına bu adın verilmesi mekruhtur. İbn Ebî Şeybe'nin naklettiğine göre Hz. Ebu Bekir ve daha başka sahâbîlere göre ise caizdir. Bazıları da bunu, evla olanın hilafı olarak kabul etmiştir. İleride Musannifin bu görüşte olduğu ile ilgili husus ele alınacaktır. Ayrıca İbnü'l-Münzir, İmam Mâlik ve Şafiî'nin de bu görüşte oldu­ğunu nakletmiştir. Kendisi de bu görüşü benimsemiştir.

 

Kurtubî başkalarından şunu nakletmiştir: "Yatsı namazına ateme adının ve­rilmesinin yasaklanması, dinî bir ibadeti, dünyalık bir iş olan deve sağma zamanı ile isimlendirmekten kaçınmaktan ileri gelir. Çünkü bedeviler ateme adı verilen gece karanlığının çöktüğü bu vakitte develerini sağarlardı."

 

Bazıları da, bedevilerin kıtlık dönemlerinde züğürt ve fakir kimselerin iste­mesinden korktukları için bu vakitte develerini sağdıklarını söylemiştir. Buna göre bu vakitte deve sağmak çirkin bir dünyalık meşgaledir. Dolayısıyla bu vaktin adı, sevilen dinî bir fiilin ismi olamaz.

 

(tercih edilir) İbnu'l-Müneyyir şöyle demiştir: "Bu ifade, konu başlığını kar­şılamaz. Çünkü konu başlığından her iki ismin de kullanılabileceği anlaşılır. Ancak bu ifade apaçık bir tercihi ortaya koymaktadır."

 

Kanaatime göre bir şeyin mümkün olması ile evla olması arasında bir çe­lişki yoktur. Şöyle ki her iki husus da mümkündür. Ancak bunlardan biri diğe­rine göre evladır. İmam Buhâriye göre yatsı namazına işa denmesi, Kur'an'a uygun olduğu için ateme denmesinden daha uygundur. Aynı zamanda bu evleviyyet, Nebi s.a.v.'İn yatsı namazına daha çok işa demesinden de ileri gelir. Üstelik işa denmesi bu namazın vaktinin ne zaman başladığını da gösterir. Oysa ateme lafzı bunu göstermez. Hatta tersine delalet eder. İmam Buhârî'nin konu başlığında tercih ettiği lafızlar, işa demenin evlâ olmasıyla çelişmez. İyice bakanlar için bu konu son derece açıktır.

 

(İnsanların ateme olarak isimlendirdiği yatsı namazını kıldırdı) Nevevî ve daha başkaları şöyle demiştir: "Yatsı namazına ateme demeyi nehyeden ha­disler ile ateme tabirinin geçtiği hadisler iki şekilde uzlaştırılır:

 

a) Yatsı namazı için ateme sözcüğünün kullanılması, bu namaza bu ismin verilebileceğini göstermek içindir. Verilemeyeceğine dair yasak ise, bunun ha­ram olduğu anlamına gelmez. Belki tenzihen mekruh olduğu manasına gelir.

 

b) Yatsı namazının isminin işâ olduğunu bilmeyenlere ateme kelimesiyle bu namaz anlatılmıştır. Çünkü o günkü Müslümanlar atemeyi işa’ya göre daha çok kullanıyorlardı. Yani burada vakti isimlendirmek değil, tanıtmak söz konu­sudur. Rivayetlerde yatsı namazı için ateme kelimesinin kullanılması, halkın işâ ismini daha ziyade akşam namazı için kullanmalarından da ileri geliyor olabilir. Mesela Nebi s.a.v. sabah ve işa (yatsı) namazmdaki sevabı   bilseydiniz'   buyurduğu   zaman,   halk   bununla   akşam   namazının kasdedildiğini anlayabilirlerdi."

 

Kanaatimce bu son söylenenler pek de isabetli değildir. Çünkü bizzat bu hadiste işa lafzı ile yatsı namazının kasdedildiği sabittir. Hakikat şu ki, yatsı namazına bazen işâ, bazen de ateme denmiştir. Bu durum, ravilerin tasarru­fundan kaynaklanır.

 

Bir görüşe göre ise, yatsı namazının ateme olarak isimlendirilmesi, caiz olan bir şeyin neshedilmesi anlamına gelir. Ancak bu görüş, işâ lafzının geçtiği âyetin bu hadisten önce indiği söylenerek reddedilir. Ne.var ki, hem nesih gö­rüşü, hem de ona getirilen eleştiri isabetli değildir. Çünkü bu tür iddialarda tarihi kriterlere ihtiyaç duyulur.

 

Yatsı namazına ateme denmesinin caiz olması pek uzak bir ihtimal değildir Bu namazın bu şekilde isimlendirilmesi yaygınlık kazanınca Müslümanlar bu ismi kullanmaktan alıkonulmuşlardır. Bununla İslâmî bir âdetin, câhiliye dö­nemine ait bir âdete yenik düşmemesi hedeflenmiştir. Bununla birlikte yatsı namazına ateme demek haram değildir. Çünkü ateme denmesini yasaklayan hadisleri nakleden sahâbîler bile, bu ismi kullanmıştır. Ebu Hureyre hadisinin bu gibi rivayetlerde kullanılması İse, yatsı namazının akşam namazı ile karış­masını önleme gayesine yöneliktir. Doğrusunu en İyi Allah bilir.

 

باب: وقت العشاء، إذا اجتمع الناس أو تأخروا.

21. YATSI NAMAZININ VAKTİ, ER YA DA GEÇ İNSANLAR TOPLANDIĞI ANLAR

 

حدثنا مسلم بن إبراهيم قال: حدثنا شعبة، عن سعد بن إبراهيم، عن محمد بن عمرو، هو ابن الحسن بن علي، قال:

 سألنا جابر بن عبد الله، عن صلاة النبي صلى الله عليه وسلم، فقال: كان يصلي الظهر بالهاجرة، والعصر والشمس حية، والمغرب إذا وجبت، والعشاء: إذا كثر الناس عجل، وإذا قلوا أخر، والصبح بغلس.

 

[-565-] Muhammed İbn Amr'dan şöyle nakledilmiştir: "Câbir İbn Abdillah'a Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hangi vakitlerde namaz kıldığını sorduk. O da şöyle cevap verdi: Öğle namazını öğlen sıcağının kızgın olduğu vakitte, ikindi namazını güneş ışık saçmaya devam ettiği bir vakitte, akşam namazını farz olunca (güneş battığında farz olur), yatsı namazını ise cemaat çoğalırsa erken, az olursa geç bir vakitte, sabah namazını ise gece karanlığının sonunda kılardı."

 

 

AÇIKLAMA:     (Muhammed bin Amr Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hasan'ın torunudur.)

(Yatsı Namazının Vakti, Er ya da Geç İnsanların Toplandığı Andır) İmam Buhârî bu başlık ile, yatsı namazının adının erken kılındığı zaman işâ, geç kılın­dığı zaman ise ateme olduğu görüşünde olanlara cevap vermiştir. Burada ışâ ve ateme İsimleri arasında daha önce bahsedilmeyen yeni bir uzlaştırma şekli ile karşı karşıyayız. Ancak İmam Buhârî, bunu reddetmiştir. Nitekim bu konuda yer verdiği hadiste yatsı namazının vakti olarak erken veya geç vaktin gösteril­mesine, bu namazın bir isimle adlandırılmasını delil olarak getirmiştir.

 

Cabir'den nakledilen bu hadîsin yorumu daha önce "Akşam Namazının Vakti" başlığı altında geçti.